Çikolatalı İrmik Helvası

 

(Temsili foto!)

Blogumun ne kadar karmaşık bi hal aldığının farkındayım :) Hobi, kozmetik, yemek bloglarının karışımı gibi bişey oldu ama napayım yahu biraz maymun iştahlı bir kişilik olduğumdan her şeye ilgi duyabiliyorum, sonra da o ilgim başka bişeye kayıveriyo :) Arada bi pratik tarifler paylaşıyorum ya, buda yeni denediğim ve tadını birazcıcık browniye benzettiğim bi tarif. Sırada limonata da var aslında ama geçen yaz paylaşmıştım, şimdi tarif üzerinde çalışıyorum. ( bu ne havalı söyleniyo ha, uzmanım çünkü ben bu konularda en iyisini bulcam, bilim adamı gibi bişeyim işte:p ) Ama cidden tarifte eksik olan bişeyler var daha çözemedim, mükemmeli bulmalıyım, bulduğum an paylaşıcam, hem yaza kadar bulurum heralde :)) Tamam çok uzattım tarife bakalım hadi..

Malzemeler

1 sb İrmik

1 sb toz şeker ( Ben fazla şekerli sevmediğimden. İsteğe bağlı olarak birazcık arttırılabilir.)

2 ymk k. tereyağ

1/2 sb sıvı yağ (Tarifte böyle ama bana sıvı yağ fazla gibi geldi 1/3 falan olsa en azından daha iyi olur diye düşünüyorum. )

1,5 sb ılık süt

1,5 sb ılık su

80 gr. bitter çikolata ( 1 paket yani, genelde 80 gr. oluyolar. )

  

Yapılışı

- Yağları tencereye alıp, eridiğinde irmiği ekleyerek kavuruyoruz. Taa ki irmiklerin rengi biraz koyulaşana kadar, aman dikkat yakmayın :)

- Başka bir kapta da ılık su, ılık süt ve şekeri karıştırıyoruz, şeker iyice eriyene kadar.

- Sonra iki karışımı birleştirip kısık ateşte karıştırmaya devam ediyoruz ve ardından çikolatayı da ekliyoruz.

- Veee suyunu çekene kadar bu şekilde karıştırıyoruz. Suyunu çekince ateşten alıp dinlendirmemiz gerek. Tarifte 15 dk diyor ama bence yeterli değil. Ben ertesi güne kalan azıcık helvayı yediğimde, bir gün bekletince daha lezzetli olduğu kanaatine vardım. En azından 3-5 saat beklemeli daha oturmuş bi lezzet için.

-Hı bir de ocaktan aldıktan sonra ben birazcık ceviz içi çekip karıştırdım içine süper olmuş, şiddetle tavsiye ediyorum :) 

Denediğim tariflerin bir de fotografını çekmem lazım aslında ama, aniden karar veriyorum bi tarifi denemeye, fotograf makinası Romeomda kalmış oluyo yada ben fotograf çekene kadar bitmiş oluyo :) Neyse bundan sonrakilere artık kısmetse :) Servis hazırlarken de kalıp veya kaselere koyup ters çevirip çıkarırsanız daha güzel bi sunum olur, Afiyet olsunn! :)

Yeni uğraşlarım var benim :)

Son günlerde öyle bir şeye sardım ki, kesin benim ruh yaşım daha yüksek artık eminim. Hani çarpı işi, etamin falan denen şey var ya hıh ondan yapıyorum. İnanılmaz heveslendim, internetten yerli yabancı bisürü siteden şablon buldum. Sonra onların çıktısını alıp doğru malzeme almaya gittim. Ve o heyecanla girdiğim ilk dükkandan alışveriş yaparak güzeeel bir kazık yedim :) Öyle böyle değil hemde, çok içime oturdu aslında ama o hevesle bastırdım sanırım biraz :P Kumaşın metresine 35tl dedi benim aldığım yerde, sonra sorduğumuz yer 24tl dedi düşünebiliyo musunuz :S Fark bu kadar fazla olmasaydı kazık yemişlik hissini yaşamazdım :) İşlerim bitsin sonra fotograflayıp paylaşıcam sizinle de, bitmeden paylaşmak istemiyorum :) Bu işlerden sonra şunu mu yapsam diyorum :)

Bir de bugün fena bi yağmur vardı hatta azıcık fırtına.. Benim için sorun değil aslında pek, kar, yağmur hatta rüzgar seven insanım ben. Ama sinirimi bozan nokta şu, o kadar otobüs bekledim durakta ıslanmadım, otobüse bindim ıslandım. Resmen otobüsün tavanı delik gibi, böyle bardakla döküyolarmış gibi su giriyo ya.. Üç defa yer değiştirdim otobüste. Bir kez daha emin oldum, bu otobüslerden nefret ediyorum.

Ben Kimim Mim'i ! :)

Sevgili akmayan göz kalemi mimlemiş beni ,biraz geciktirdim hatta yazamadım, teşekkür ediyorum ve geçiyorum sorulara :)

1- En son kime yalan söyledin? Niye?

Hmm bilmiyorum ki, sanırım bi arkadaşıma "akmayan göz kalemi"ni nereden tanıdığım konusunda yalan söyledim :) Blogumu kimse bilmiyo nihayetinde söyleyemezdim :)

2- Biz okumuyoruz farzet, kendine bir itirafta bulun.

Hı hı tabi :P

Dengesiz olduğumun farkındayım ve kendi kendime çok kızıyorum ama yapabileceğim bir şey yok kontrol edemiyorum. Sevdiğimi söylediğim bi şeyi sonra sevmemeye başlıyorum yada sevmediğimi sevmeye başlıyorum. Resmen bi dediğim öbürünü tutmuyo :/

3- Şu an istediğin işi mi yapıyorsun?

Kocaman bi HA-YIR!

4- Mutlu musun?

Mutluyum, çünkü daha kötü günler gördüm. Şükürler olsun ki bu günleri yaşıyorum :) Ama bu yine de pazar günleri rutin olarak depresyona girmeme engel değil :P

5- Keşke...?

Bu bana sorulacak bi şey değil bence :) O kadar çok keşke'm var ki... Mesela biri.. Keşke ailemi üzme korkuma yenik düşmeseydim. Azıcıkta kendi isteklerimi düşünseydim..

6- Sence ideal eş nasıl olmalı?

Romeo'm gibi olmalı :) 

7- Nerede yaşıyorsun ve ömrünü nerede geçirmek istiyorsun?

Bursa'da yaşıyorum. Belli bir yaşa kadar farklı şehirlerde ülkelerde yaşamak istiyorum, belli yerler yok aklımda.. Sonra da Bursa'da yaşamaya devam etmek istiyorum :)

8- Korkuların neler?

Utanarak söylüyorum ama bu son zamanlarda ortaya çıktı, sebebini bilmiyorum ve karanlıktan korkuyorum. En büyük korkum sevdiklerimi kaybetmek o ayrı..

9- Seni en çok ne mutlu eder?

Şuanda para biriktirebileceğim 1 senelik bi iş inanılmaz mutlu eder. Genel olarakta gezip tozmak, alışveriş yapmak, Romeo'mla sohbet etmek, tatlılar yapmak mutlu edebilir.. Ruh halime bağlı olarak herşey beni mutlu edebilir.

10- Hayatında en çok utandığın an/anı?

En çok utandığım anı buraya yazmam bence, ben olsam sormazdım böyle bi soruyu çünkü kimse yazmaz :)) 

11- Kendinde en sevmediğin özellik?

Hmm yukarıda söyledim sanki ben onu, dengesizim demiştim. Onun dışında kahrolası güleryüzlülüğüm, hayır diyemeyişim ve insanları kırma korkum sevmediğim özelliklerim. Sonuçta ben üzülüyorum..

*İsteyen herkesi mimledim gitti :)*

Ebay'den elbise alınır mı?

Şimdi bir konuda yorumlarınıza ihtiyacım var ve tecrübelerinize.. Kuzenimin hazirandaki düğünü için hafif hafif elbiselere gözatmaya başladım. Kararsız ve zor beğenen bi insan olduğumdan :) Ve ebay'de bi elbise beğendim. Fotograflara bakınca elbise harika ama geldiğinde nasıl olur, sorun çıkar mı, o kadar para vermeye değer mi hiç bilmiyorum çünkü hiç alışveriş yapmadım ordan. Free shipping olduğundan kargo ödemicem elbisenin fiyatı da yaklaşık 135tl falan. Pembesi değilde diğerini beğendim ben. Göğüs kısımları farklı ikisinin ama iyi bi terzi kapalı hale getirir zaten diye düşünüyorum. Ayrıca elbise biraz da ağır bi elbise danteller falan düğün için fazla mı olur acaba. Salonda olucak birde. Şimdi tecrübelerinize, yorumlarınıza ihtiyacım var :/ 

Bir diğer beğendiğim elbise de Koton'da ki Tuğba Ünsal'ın koleksiyonundaki fiyonklu elbise. Fuşya olanını beğendim onunda üstelik indirimde, 250 falandı 100 liraya düşmüş.

Lezzetli HappyBox :)

Öncelikle Happybox hazırlamak çok zevkliymiş bi söylim. Melodram'ın  HappyBox etkinliğine katıldım ve daha bir ay var aslında ama ben hazırlamaya başladım bile :) Bir de bir şeyi farkettim, sanki kendim için hazırlıyomuşum hissiyle hareket ediyorum. Belkide bazen böyle düşünüp kendimize bi kutu hazırlamalıyız. En basitinden düşünsenize içinden çikolatalar, jelibonlar, çeşit çeşit bitki çayları, elma şekerleri ( -leri fazla oldu bi tane olsun yeter :)), pamuk şeker, aromalı kahveler falan çıkan bir kutu.. Hep yiyecek saydım çünkü fizyolojik olarak mutluluk verecek şeyler bunlar, özellikle çikolatayı biliyoruz zaten :) Bunu bir detoks etkinliği gibi düşünebiliriz. Psikolojik detoks :) Bazen sadece kendimizi düşünüp, kendimizi şımartıp mutlu olmalıyız. Malum mutluluk her zaman altın tepside sunulmuyor önümüze. Mutluluk için çabalamak gerek, azıcık mutluluk kıvılcımı yaratabilirsekte motive oluruz diye düşünüyorum. Evet en kısa sürede kendime de lezzetli bir HappyBox hazırlamayı düşünüyorum :))

KIKO Pudra'm :)

Berlindeyken tesadüfen aldığım, bi deneyeyim bakayım dediğim KIKO marka pudraya bayıldım. Neredeyse bir sene oldu aynı pudrayı kullanıyorum ve artık bitmek üzere. Ancak maalesef Türkiye'de bulamadım. İnternette bile denk gelmedim. Bu kadar beğeneceğimi tahmin edemediğim için o zaman bi tane almıştım ne yazık ki:/ Hafif kadifemsi ve doğal görünümlü bir pudra. Allıktan hazetmeyen ben, yanaklarıma azıcık fazla pudra sürüp allık niyetine de kullanıyorum. Bir de uzun süre kalıyor, hemen silinip gitmiyor.

Hı bir de pudra demişken, sevgili blogum sayesinde tanıştığım akmayan göz kalemi ile aynı okulda aynı bölümde olduğumuzu ve hatta bu dönem aynı dersleri aldığımızı farkettik :) Güzel bi kozmetik blogu var incelemenizi tavsiye ederim.  

Alaimisema :)

Bu aralar en çok dinlediğim albüm Mabel Matiz-Yaşım Çocuk, yani 2013 albümü. Tekrar tekrar dinliyorum o derece taktım :) Rtim melodi sözler resmen bayıldım. İlk albümünden çok daha başarılı buldum bu albümü. Hadi bi tanesini sizde dinleyin biliyorum siz de seviceksiniz :)

İyi geceler :)

Heidi'nin Köyü

Çocukken en sevdiğim çizgi filmlerden biri Heidi'ydi. Karlı alp dağları, her yerin yeşil olması, Heidi'nin rüzgarla keçiler ve kuşlarla oyunlarını çok kıskanırdım. Heidi, ıssız bir yerde ne kadar da özgür bi çocuktu. Bir de Polyanna'nın olumlu düşünen yanı vardı Heidi'de. Polyanna da en sevdiğim kitaptı zaten:) 

"Ama ne yazık ki gerçek hayat Heidi'nin Polyanna'nın gözünden gördüğümüz hayat ile hiç benzeşmiyor. Kendi çocuğuma bu kitabı okutmamayı bu çizgi filmi izletmemeyi bile düşünüyorum. Çünkü o zaman herkesi kendisi gibi iyi sanıyor insan. Neyse bu dipnottu :)"

Sonra bir gün öğrendim ki çizgi filmde ki Heidi'nin köyü gerçekmiş. Heidi'nin evi Maienfeld köyü yakınlarındaymış. 

Bakın bu Heidi'nin eviymiş. Dağların güzelliğine bakar mısınız :)

Burası da mutfakmış.

Köy meydanı :)

Bi gün gidip Heidi'nin köyünü görmeyi, bi süre sonsuz yeşilliklerde oturup Alpleri seyretmeyi, Alplerin rüzgarını ve soğuğunu hissetmeyi, köyün sokaklarında gezmeyi çok istiyorum.

Ölmeden önce yapılacaklar listesine ekledim bunu da :) Yada gidilecek yerler listesi mi demeliyim. Planlarımda hep gitmek istediğim ülkeler şehirler görmek istediğim yerler var :)