Pages

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Osmanlı'nın Sağlık Kuralları

Beslenme ile ilgili ciddi sıkıntısı olan bi insan olarak ilgimi çeken bi konu Osmanlı'da sağlık. Osmanlı İmparatorluğunda yapılan bilinen pek çok doğrunun zamanla unutulduğunu, unutturulduğunu düşünüyorum. Küçük bi araştırma yaptım ve temel kuralları sizinle de paylaşmak istiyorum.

* Sıvı yiyecekler tüketmenin faydalarını biliyoruz. Eskiden neredeyse her yemek azda olsa sulu yapılırmış ki bu yüzden sofralarda sadece kaşık olurmuş. Hoşafın çok tüketilmesinin iki sebebi varmış, biri meyvenin sulu tüketilmiş olması, diğeri de meyvelerin tam olgunlaştığında insana faydalı olmasıymış. Bizse hoşafı değersiz görüp asitli içeceklerle vücudumuza ne kadar eziyet ediyoruz. 

* Osmanlı Hekimlerine göre sık yemek yemek vücudu daha erken yaşlandırırmış. Bizse sık yemek yiyerek kilo vermeye çalışıyoruz, kilo vermeye çalışırken acaba sağlığımızdan ve ömrümüzden mi çalıyoruz? Günde üçte değil iki öğün yemenin sağlıklı olduğunu üstüne basa basa söyleyip herkese öğretmeye çalışmışlar. Geç kahvaltı, erken akşam yemeği olmak üzere iki öğün ve iki günde bir de üç öğün.. Ama iki öğün yiyorum zaten deyip sofradan kalkamayacak kadar yenmemeli. Doymadan kalkmak gerektiğini de özenle üstüne basa basa belirtmişler. Benimde her zaman söylediğim bişey var "Yemek için yaşamıyorum, yaşamak için yiyorum." Yani sadece yaşamsal ihtiyaçlarım için yiyorum :) Ama bu birazda yaşam şekliyle ilgili, benimki artık yerleşmiş bi durum, yemek yerken yoruluyorum resmen ve en büyük sorunum düzensiz yemem. Öğünlerimin hiç bi düzeni yok ve bu çok sağlıksız.

* Benim de müzdarip olduğum bir konuda kabızlık. Bağırsaklardaki kalıntılar vücut için son derece zararlı. Hekimler mümkün olduğunca bunun önlemini alır ona göre bir yeme düzeni saati belirler halka alışkanlık kazandırmaya çalışırlarmış. 

* Bugünde bildiğimiz, kimi zaman uygulayıp kimi zaman unuttuğumuz bi nokta da uyumadan 4 saat önce yemek yemenin bırakılması.. Maalesef sık sık buna bile uymuyorum.

* Uyuma şekli de vücut için şöyle önemliymiş. Önce sağa yatıp midede kalanların alt tarafta birikmesi sağlanacak, sonra sola yatıp karaciğerin mide üzerine gelmesi ve atıkların onun sıcaklığı ile dışarı atılması.. Sırt üstü yatılması pek tavsiye edilmiyor çünkü kan beynin arkasına doğru akıyor ama beyni çalıştıran ön taraf. Eğer unutkanlık başladıysa yüzüstü yatın deniyor. 

* Hekimler insan vücudunu olduğu kadar insanın yaşadığı fiziksel ortamı da incelerlermiş. Atandıkları bölgede yaptıkları ilk iş dağı, taşı, suyu, rüzgarı vb. incelemek olurmuş. Buna göre önlemler alınırmış ki hastalıklar ortaya çıkmadan yokedilsin. Bu sebeple ki hekime başvuran sayısı azmış. Deniz kenarında yaşamanın insan tabiatına çokta uygun olmadığını, en sağlıklı insanın dağlık yerde yaşadığını söylüyorlarmış. Sıcak ve nemin insan vücudunu kokuşturacağını ama dağın rüzgarının vücuttaki toksinleri alacağını söylemişler.

* Şerbet ilaç niyetine tüketilen bi içecekmiş. Kitaplardan filmlerden biliriz zaten gül şerbeti hele ne kadar bahsedilir. Ama ben gül şerbeti hiç içmedim mesela, nasıl yapılacağını da bilmiyorum hiç. Şimdi marketlerde görmeye başladım yeni yeni şerbetler çıkmaya başladı. Bi ara bi yazı yazmıştım saray mutfağının çiçek bahçelerini özellikle de ne kadar büyük gül bahçelerinin olduğunu ve bunların tamamının şerbet ve reçel yapında kullanıldığını ama sanırım eski blogumda kaldı o yazım. 

* Ayrıca bir çoğumuz kahveye bayılıyor biliyorum. Ben de öyleyim ve şekerli kahveden hiç hazetmem, mümkün olduğunca sert içerim. Türk kahvesinin yanında su içmeyi de sevmem, kahvenin tadını alıyo diye. Ama Türk kahvesinin yanındaki su olayı şöyleymiş. Kahve vücuttaki suyu atarmış yani vücudu kurutuyormuş. Türk kahvesinin yanında su ikram edilmesinin sebebi buymuş. Aynı şekilde lokumun sebebi de buymuş. Şeker de kahvenin bu olumsuz etkisini kıran bi besinmiş. 

* Yaz aylarında kalp sıkışması, fenalık geçirmeye karşı serinletici ve hafif kokular kullanılması önerilirmiş. Elma armut gibi meyvelerin yada gül karanfil gibi çiçeklerin kokuları örneğin..

* Benim şu sıra en büyük sorunum olan uyku ile ilgili şunları söylemişler. Uykusuzluk özellikle de gece uyuyamamak dimağın cevherini eksiltirmiş, beyni etkilermiş. Uykusuzluk çekenlere su sesi önerilirmiş. Akarsu sesi, değirmen sesi vb. düzenli sesler uyku getirir. Uyku için önerilen diğer yöntemse fiziksel yorgunluk. Biraz da ramazanın etkisiyle uyku düzeni diye bişeyden zerre yok şuan hayatımda. Önceden de yoktu ama bu ara iyice raydan çıktı.


Sonuç olarak basit bazı şeylere dikkat edersek vücudumuza daha iyi bakmış olabiliriz. Örneğin kabızlık şikayetim için doktora gittim bişeyin yok deyip gönderdi :) Kalp çarpıntısı için gittim, aynen buradaki gibi yaz aylarında bi daralma geliyo.. Bi cihaz ile 24 saat kalbim dinlendi klasik olarak. Sonuçta fiziksel bi sorun görünmediği için spor yap dedi gönderdi. Hı sporu yapsam iyi gelirmiydi, büyük ihtimalle gelirdi ama yapmadım o da ayrı olay :D Yine de diyorum ki, vücudumuza iyi bakmalıyız :) Ayrıca bunları nereden öğrendim? Bknz: İstanbul üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayten Altıntaş - Osmanlı Hekimlerinin Sağlık Kuralları

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Qapel.com - Tubalr.com - Vikitap.com

Son zamanlarda en sevdiğim ve sık sık ziyaret ettiğim siteler bunlar. Bilenleriniz vardır bilmeyenlerinize de anlatmak istedim :)

Qapel.com'dan başlamak istiyorum, çünkü bugün sayesinde ücretsiz bi şekilde sahip olduğum Maybelline Falsies Black Drama Maskaram elime ulaştı. Ben de hemen bunu yazmalıyım dedim. Sistemi şöyle kısaca; Qapel.com'a üye olduktan sonra Facebook, Twitter, Linkedin vb. hesaplarınızı isteğinize bağlı olarak isterseniz hepsini isterseniz birini tanımlıyorsunuz sisteme. Sonra buna göre size görevler gönderiyorlar. Facebook'ta göderilen iletiyi paylaşma yada sayfa beğenmek gibi kısaca ama ne olduğunu bilmediğiniz şeyleri paylaşmıyorsunuz. Ramazan iletileri falan çok paylaşıldı mesela geçenlerde. Böylece her görevden Qapel kazanmış oluyorsunuz yani puan. Sonrada biriktirdiğiniz Qapel'leri Qapel Market'te harcayabiliyorsunuz. Önceden ürün çeşitliliği oldukça kısıtlıydı ve doğrusunu söylemek gerekirse pek tercih edilecek türde şeyler yoktu :) Şimdi kulak çöpü, diş ipi gibi şeylerin yanında, benim zaten almayı planladığım Maybellini Mascara, Down Under Natural's saç kremi vb ürünler de bulunuyor. Ben de bundan faydalanarak maskara satın aldım. Ürüne göre değişmekle birlikte pek çoğunda kargo ücreti de satıcıya ait ayrıca.
Oldukça başarılı kozmetik blogları var ama ben de nacizane Maskara yorumlarımı paylaşmak istiyorum :) Maybelline Falsies Black Drama'dan inanılmaz memnunken Oriflame Volume Build'ten nefret ettim resmen. Daha bitmemişti ama kullanamıcam artık. Mahvetti kirpiklerimi. Akmayan Gök Kalemi sayesinde keşfedip bayıla bayıla kullandığım Bioderma Sensibio H2O bile çok zor çıkarıyor ayrıca. Sürüldüğünde bu eziyete değiyo mu? Hayır. Uzunluk sağlıyo ama dolgunluk yok tam tersi topaklanma yapıyo. Bunun olmaması için ince ince uğraşarak sürmeniz lazım. Hiç hiç sevmedim. Sonuç olarak bunu da araya sıkıştırayım dedim :)

* Gelelim Tubalr.com'a. Sevdiğim müzikleri sürekli indirip saklayamıyorum. Online ulaşabileceğim bi uygulama istiyodum. Böyle dinlediğim her şeye orada hemen ulaşabileyim. Fizy.com, ttnetmuzik.com.tr gibi siteler işimi görmedi. Çünkü bazı şarkılar müzikler var mesela Youtube'da amatörlerin seslendirdikleri yada sanatçının konser kayıtları falan.. Yada çok bilinmeyen bişeyse hiç bulamıyorsunuz dolayısıyla liste eksik kalmış oluyo :) Sonunda aradığımı buldum: Tubalr.com. Doğrudan Youtube'daki videoları listenize ekliyorsunuz. E malum Youtube'da da bulunamayacak bir şey yok neredeyse. Kullanımı da oldukça sade ve pratik.

* Bahsetmek istediğim son site de Vikitap.com. Aslında bloglarda da konuşuldu bir ara. Bilenlerin sayısı çoktur. Okuduğunuz, okumak istediğiniz kitapların listesini yapıp, diğer üyeler ile kitap takası yapabileceğiniz bir sistemi var. Ben son zamanlarda pek girip bakamıyorum gerçi, okuma hedeflerime uymadığım, bu aralar kitap okumadığım için. Bu da faydalı bulduklarımdan biriydi..
Bu üçü tavsiye edilir :)



20 Temmuz 2013 Cumartesi

Dünya ne sana ne de bana kalmaaazz...



Mezun olmayı umarken bir dönem daha uzadı okulum. Yine hayal kırıklığı yaşadım. Tek ders sınavına gitmiştim. Listede adım olmayınca bi tedirginlik çöktü zaten, sonra da eksik bi seçmeli dersim olduğu için tek ders sınavına da giremediğimi öğrendim. Yaz okulu süreleri de geçti haliyle, haftaya vize var hatta. Derslerimi kontrol etmiştim bide. Ama o kadar etmişim yani, nasıl gözümden kaçtı bilmiyorum. Herkes mezun oldum biliyo, herkes için inanılmaz önemli benim kıytırık okulumun bitip bitmediği. Yani o üzerimde hissettiğim yoğun baskı bitti derken bi baktım ki bitmemiş. Yine hayal kırıklığı tabi...
Ama bi şey daha var ki artık olanlara sabretmemi sağlıyo. Namaz kılmayı öğrendim, ara sıra kılıyorum. Çok dindar bi insan da değildim ama namaz kılmanın ayrı bi hissiyatı var. Hani yoga yapmak yerine namaz kılıp huzur bulmak daha mantıklı geliyo ayrıca :) Namaz sabretmeyi öğretiyo bana, beklemeyi, oluruna bırakmayı öğretiyo.. 
Neyse işte öyle :) Ayrıca yakında şöyle hediyeli çekilişli falan bişeyler yapmak istiyorum. Happy box benzeri bişeyler olsa da katılsak. :)

Bu gecenin şarkısı da bu! Tabi ki Mabel Matiz. Pek severim şarkılarını.

13 Temmuz 2013 Cumartesi

English Home Hediyelerim :)

Tavsiye Kanalı sayesinde farklı ürünleri ücretsiz olarak deneme fırsatı bulabiliyoruz bir çoğunuzun bildiği gibi. Ben de uzunca bi süre önce English Home kampanyasına katılmıştım ama tamamen aklımdan çıkmış. Önceki gün kargo geldiğinde yanlış mı geldi acaba derken bi yandan da pakti açarken buldum kendimi :) English Home hediye paketini görünce hatırladım tabi hemen. 




Lavanta kokulu harika bi mum çıktı paketten, kokusuna gerçekten bayıldım, ayrıca lavantayı severim de zaten. Vücut losyonunu henüz denemedim sadece kokusuna baktım, hafif hoş bi kokusu var. Genelde ağır kokuları sevmiyorum, o yüzden ilk izlenim harika oldu bu losyonda. Havluya gelince, rengi zaten güzel. Lavanta kokulu mumuma uygun :) Bambudan yapıldığını ve antibakteriyel olduğunu öğrenince de şaşırdım biraz. Dokusu yumuşaklığı falan da gayet hoş :)


Yani genel olarak çok mutlu oldum ve gerçekten her birini çok beğendiğim hediyeler aldım. Tarzı hoşuma gitse de English Home'dan pek bir şey alıp kullanmamıştım. Gidip her bişeyi daha iyi incelemeliyim sanırım :))

12 Temmuz 2013 Cuma

İnsparkus: Kariyer Planlama Koçluğu demek.


İnsparkus ile Bumerang vasıtasıyla tanışma fırsatım oldu. Normalde ücretli olan bu hizmeti Bumerang’ın sürprizi ile ücretsiz olarak tecrübe etme fırsatı buldum. Kendi tecrübelerime dayanarak şimdi size sistemi anlatmaya çalışacağım.

Online olarak kariyer koçluğu hizmeti alabileceğiniz bir sistemi var İnsparkus’un. Kariyer planlaması sürecinde size destek sağlıyorlar. Öncelikle videolar ve ses kayıtları ile sürece hazırlanıyorsunuz. Sonra çeşitli sorular ile yönlendiriliyorsunuz. Ben bu kısmı oldukça faydalı bulduğumu belirtmeliyim. Çünkü videolar, ses kayıtları, sorular veya yapmamız istenen bazı çalışmalar ile kendi kendimize düşüncelerimizi isteklerimizi değerlendirip farkına varıyoruz. Yani henüz Danışman Koç’unuz ile iletişime geçmeden bazı şeyleri kafanızda netleştirmeye başlıyorsunuz. Yani bir farkındalık oluşuyor.

Sorular dışında örneğin bir çalışma vardı. Sevdiğiniz ilginizi çeken söz veya resimleri, bir şekilde sizi çeken resim ve yazıları fazla düşünmeden dergi, gazetelerden keserek bir kolaj oluşturuyorsunuz. Sonra bunları istediğiniz şekillerde bir yüzeye yapıştırıyorsunuz ve Koç’unuz sizin için değerlendirmede bulunuyor.

Video ve ses kayıtları güzel bir motive aracı diye düşünüyorum. Öncelikle zihninizi rahat bırakmanız rahatlamanız sağlanıyor telkinlerle. Sonrasında hayal kurmaya yönlendiriliyorsunuz. Böylece hislerin iz, asıl istekleriniz veya gelecekte kendinizi, nerede olmak istediğinizi görüyorsunuz.

İlgi ve yeteneklerinizi, ne ile uğraşırken mutlu olduğunuzu farketmeniz sağlanıyor.  Farklı amaçlara sahip bölümlere geçtikçe farklı sorularınızın cevaplarınızı buluyorsunuz. Örneğin; iş başvuru süreci, mülakat vb. sıkıntılı süreçlerdir. Sağlıklı bir şekilde nasıl kontrol edebileceğiniz konusunda destek alabiliyorsunuz. 
Her bölümü doldurduğunuzda Danışman Koç’unuza gönderiyorsunuz. Kısa sürede size gelen cevap ile bölümleri yaparken farkına varamadığınız noktaları da farkediyorsunuz. Örneğin ben yaşadığım çelişkileri görmüştüm.


İnsparkus.com’u incelediğinizde de göreceğiniz gibi farklı paketler var bu sistemde; profesyonel, öğrenci ve gnçtrkcll olmak üzere, vizyon, konum, plan başlıkları altında. Kendinize uygun olan paketi veya paketleri satın alarak kariyeriniz ile ilgili kafanızdaki soru işaretlerini netleştirebilirsiniz. Üniversite seçme sürecinde olanlar içinde ayrıca faydalı olacağını düşünüyorum, ilgi ve yeteneklerinizi değerlendirip doğru bir bölüm seçmeniz konusunda destek alabilirsiniz.

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Geldim geldim geldim :)

Uzuuun zaman oldu yazmayalı. Sanırım bunun sebebi hala mezun olamamış olmam. Sıkıntılı bir dönem.. Pek bir şey yapasım da yok bu ara.. Anlatıcaklarım vardı muhtemelen ama şuan yok arayı uzatınca unuttum gitti.. Zaten olmuş bitmiş olanı anlatmak zevkli değil, yaşarken o an ki duygularımla anlatmam lazım :)
Dolayısıyla konusuz, sadece geri döndüğümü söylediğim bi yazı bu :) 
Güzel bi kaç foto paylaşıp gidiyorum :)