Pages

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Gökkuşağı Kozmetik Mim!

HgkGünlükleri blogunun sahibi Gamze mimlemişti beni ve üzerinden biraz zamanda geçti aslında. Sanki çok büyük bi kozmetik birikimim varmış gibi çekemedim hemen fotografları :) Neyse ki sonunda hallettim. Gamze'ye teşekkür ediyorum ve hadi kısacık benim kozmetik malzemelerimi görelim gökkuşağu renklerine göre :)

Aslında gökkuşağı mı kara bulut mu nedir bilemedim, siyah ve kahve tonlarına yüklenmişim ben hep :) Renkliler iki üç parça bişey kaldı resmen.. 

PEMBE

Renkleri ayırmakta zorlandım, bu pembe mi bu mor mu diye düşündüm, fotograflarda renkler daha canlı çıkıyor ya bide.. Sonuç olarak çıkan pembeler bunlar :) 

MOR - MAVİ - KIRMIZI - YEŞİL

Asıl gökkuşağı renkleri azmış bende dediğim gibi :)


KAHVERENGİ - BEJ 

Ojeyi iki kez sürdüm, saç kremim bitti ve artık Warsons'lara da gelmicekmiş. Fondöten de bitmek üzere bi şekilde kaldı uzun zamandır kullanmıyorum tarihi geçmiş bile olabilir :)

SİYAH

 Siyahlarım da bunlar. Benim gökkuşağım biraz iç karartıcı mı oldu ne :)
Kiko pudra ve allık temel yapı taşlarım.
Maybelline the Falsies Black Drama Maskara ve Flormar eyeliner'ı da uygulayıp çıkıyorum dışarı. Rutin kullandıklarım bunlar. Genelde kozmetik ürünleri konusunda takıntılıyım sanırım, bişeyi beğendiysem uzuuun süre kullanıyorum, iyice bıktıktan sonra değiştiriyorum. Parfümüm de öyle oldu. Uzun zamandır aynı parfümü kullanıyorum. Koku benimle bütünleşti resmen. Bioderma Sensibio da sürekli kullandıklarım arasında olacak gibi, zaten 500ml'lik iki damacana var elimde :))
Ayrıca ojelerim aslında daha fazla renklere göre gruplandırırken diğerlerini dışlamışım sanırım :) English Home'dan gelen vücut losyonunu da belirtmeden geçemicem, gerçekten çok beğendim, bazen el kremi gibi kullanıyorum :D Kokusu çok harika, yapısı da çok hoş hafif.. Sık kullandıklarım arasında olacak gibi bu da.

Her zamanki gibi isim belirtmiyorum, isteyen herkes mim'lenmiştir!

20 Ağustos 2013 Salı

Bu bir DIY projesidir!


Malum yaz, malum okul bitmedi ve herkes bitti sanıyo, ve yine malum iş güç yok.. Napıcam, ancak böyle şeylerle oyalanırım :) Gerçi çok mutluyum bunlarla uğraşırken. Keşke böyle bi atölyem falan olsa, hergün yeni bişeyler öğrenip uygulasam.
Gelelim bu tepsiye. Bi çoğumuzda vardır aslında bundan, coca cola'nın bi ara dağıttığı eşantiyon tepsiler :) Bizde de vardı ve artık atılmak üzereydi. Görüldüğü üzere üstü çiziklerle dolu. Ben de dekupaj* olayına sarmışken elimde ki en iyi deneme malzemesi bu tepsi oldu. (*Doğrusu dekupaj mı dekopaj mı çözemedim.) Gerekli malzemeleri de sayayım hemen fiyatlarıyla. Bauhous'tan aldım ayrıca. Gidip aynı fiyatla siz de alabilirsiniz demek bu :)

- Polisan HI-PRO Akrilik Sprey Boya 400ml. - 7,90tl
- Cadence Peçete Aplike Tutkalı 70ml. - 2,90tl
- Cadence fırça - 1,90tl



Gelelim nasıl yaptığıma. Tepsimi nemli bez ile silip, terasa bir poşet yayarak etrafı boyamamak için önlem aldım :) Spreyi kullanmadan önce bi süre çalkalamak gerekiyor ve 25-30 cm uzaklıktan sıkmak gerekiyor. Ben daha önce hiç sprey boya kullanmamıştım ve bazı yerlerde fazla yakından sıktığım için nokta nokta boya pürüzleri oluştu. Siz yapmayın :)

3 kat boyamak yeterli oluyor ve her kat arasında 20 dakika bekledim ben. Dekupaj için de bir gün bekledim boya iyice kurusun diye. Süresi nedir bilmiyorum :) Kullandığım peçeteyi bi kaç ay önce İkea'dan indirimli ürünler arasından almıştım 2tl'ye. Zemininin beyaz olması inanılmaz kolaylaştırdı işimi. Peçetnin kullanacağım yerlerini kesip katlarını ayırdım ve en üstteki en ince katı aldım. Yapıştırılacak bölgeye tutkalı sürüp üzerine peçeteyi yapıştırdım ama peçete dokunduğu anda yapışıyor ve sağa sola çekiştireyim diyemiyosunuz. O yüzden dikkatli ve kontrollü bi şekilde yapıştırmak gerek. Üzerine kağıt havlu ile tampon yapıp içinde hava kalmamasını sağladım ve üzerine yine tutkal sürdüm fırça yardımıyla. Bazı yerleri kat kat oldu peçetenin ama desen karışık olduğu için hatalarım çok göze batmıyor :)
Bu şekilde de nerdeyse bi gün beklettikten sonra elimde olan vernik ile sapitlemeye çalıştım. Ama sadece çalıştım, olmadı yani. Fırçayla vernik uygulamaa başladığımda peçete de yumuşayıp hafiften parçalanmaya başladı ayrıca fırça izleri kaldı çizgi çizgi. Ben de tek kat ile bıraktım. Sprey vernik alıp 2-3 kat atarak hem daha sağlıklı bi şekilde sabitlemeyi düşünüyorum hem de elimde ki vernik ile oluşan çizgilerin kapanacağını düşünüyorum.
Sonuç olarak tepsim bu ve ben çok beğendim :) Hadi siz de deneyin, biraz zor ama çok zevkli :)
Aman allahım ne kadar çok istemiştim şöyle bi "before-after" şeklinde bişeyler paylaşmayı :D 

13 Ağustos 2013 Salı

Biscotti canmış can :)

Bayram çok yoğun geçti benim için. Annem Bulgaristan'daydı bayramda, babaannemlerle birlikte yaşadığımız için de çok fazla misafir geliyo bayramlarda. Bütün yük benim omuzlarımdaydı yani :( Son zamanlarda iyice ev hanımı gibi hissediyorum zaten kendimi.. 
Bayram geçince de hiçbişey yapasım gelmiyodu. Taa ki Pinterest'te biscotti fotografı görene kadar. Kahvenin yanında çok lezzetli görünüyodu :) Hadi yapayım o zaman ben bundan dedim. Çok büyük bi araştırmaya girişmedim. En fazla üç tane tarifi inceledim ve aralarında büyük bi fark yoktu zaten. Hemmencik mutfağa girip çok kısa sürede malzemeleri karıştırdım. Hamur yoğurmayı beceremiyorum ben pek, tek korkum oydu ama yoğurmayı gerektircek bi durum olmadı zaten. Kaşıkla hallettim çok pratik bi şekilde :) Hadi tarife geçeyim ben çok uzattım..


Biscotti
3 su bardağı un
1 su bardağı şeker
3 yumurta
60 gr. Tereyağı
1 paket kabartma tozu
1/4 tatlı kaşığı tuz
1 paket şekerli vanilin
1 su bardağı fındık (fıstık, ceviz, badem vs.)

Yapılışı
*Öncelikle tereyağının oda sıcaklığında olması gerekiyor. Ayrıca 1 yemek kaşığı tereyağı ortalama 15gr.'dır. Yani 4 kaşık tereyağına ihtiyacımız var. 1 bardak şekeri ekleyip iyice karıştırıyoruz.
*3 yumurtayı hamura ekleyip, fırına vermeden önce üzerine sürmek için bi yumurta daha kırdım ben ama sanki hafif bi yumurta kokusu var gibiydi piştikten sonra. O yüzden tavsiyem o 3 yumurtadan üzeri için biraz ayırmanız. Yumurtayıda tereyağı ve şekerli karışıma ekliyoruz.
*Un, tuz, kabartma tozu ve şekerli vanilini de ayrı bir kapta karıştırıyoruz. Ben meşhur damla sakızlı kabartma tozumdan da azıcık ekledim :) Kokusuna bayılıyorum resmen. 
*İki kapta ki malzemeleri birleştirip iyice karıştırıyoruz. Fındıkları da ekliyoruz. 
Fırın tepsisine yağlı kağıt yerleştirip. Tıpkı bi ekmekmiş gibi şekil veriyoruz. Normalde herkes hamuru rulo yapıp yerleştirmiş tepsiye ama ben beceremedim zaten çok yapışan bi hamurdu. Ama bence benimkisi daha kolay :) Tepsiye kaşık kaşık aldığımız hamurları, ekmek gibi uzun bi şekilde yerleştiriyoruz. Üzerine yumurta sürüp azıcıkta şeker serpiyoruz. Pişerken biraz yana doğru yayılacağı için sakın ruloları çok yakın yerleştirmeyin :)
* Sonra doğru fırına. Ama fırında  180 derecede önceden ısıtılmış olmalı. 25-30dk pişirip fırından alın. Sıcakken dilimlemek en mantıklısı, daha kolay dilimleniyo. Dilimledikten sonra, dilimleri tepsiye dizip 150 derecede 10 dakika daha pişiriyoruz. Bu arada daha kıtır bi hal alıcaklar.
*Uzun süre kavanozda saklanabiliyomuş ancak bizim evde iki günden fazla dayanmadı bitti :) Bu sade bi tarif, çeşitlendirmek elinizde. Limon rendesi, damla çikolata, kakao, tarçın vb. istediğin malzemelerle zevkinize göre hazırlayabilirsiniz. Ben daha çok çeşit denicem sanırım. Kahveyle harika oluyo :)
Hadi afiyet olsuuuunn! :)


12 Ağustos 2013 Pazartesi

Bişiy yaparım ben bunla ki!


Bi ara bahsetmiştim böyle şeylere sardığımdan ama üçlü setten biri eksik kalmıştı. Parfüm şişeli olan.. Onu tamamlayalı uzun zaman oldu ama nedense yayınlamamışım. Farkedince hemen fotografladım. 



 Bu kalpli olanların hikayesi ise şöyle. Bunlar aslında nikah şekeriydi. Şekeri yok tabi, artık nikahta böyle şeyler veriliyo ya hani adı nikah şekeri sadece.. Annem getirip elime tutuşturunca, fırat gibi "bişiy yaparım ben bunla ki" dedim ve içine şunları işledim. Aslında çok içime sinmedi ama o kadar küçükler ki içine bi deseni sığdırmak çok zor. 
Sıradaki çalışmam ne olacak bilmiyorum ama devasa bi şalon arşivi yaptım karar vermeye çalışıyorum :) Böyle şeyleri bi seven bi daha vazgeçemiyo ara verse de yapmaya devam ediyo. Öyle demişlerdi ben ilkine başladığımda, gerçekten de öyleymiş :)