"Hayata dair birkaç not" Babil Büyücüsü'nden...


*Kibir şeytanın tohumudur ve o tohum her zaman insanın içindedir, sadece sulanmayı bekler. Biraz başarı, kibrin sulanması için yeterlidir.

*Çünkü kimse kendisine merhamet edip iyilik yapmış olana karşı boynu bükük kalmak istemez ve yaptığını iyiliklerin karşılığında size düşmanlık beslerler.

*Bildiklerinizi ve işlerinizi öyle büyük göz bağlayıcı törenlerle yapınız ki, yaptıklarınızın tanrısal bir iş olduğunu düşünsün herkes ve size kutsallık atfetsin. Başkaları yaptıklarınızın ne olduğunu ne kadar az bilirse, size saygısı o kadar çok olur. Yaptığınız hiçbir şeyi kolaymış gibi göstermeyin. Bir yapın ve sanki bin yapıyormuş gibi yaptıklarınıza törensel bir değer katın.

* Hiç kimse kendini borçlu hissettiği kişinin yanında bulunmak istemez. Bir gün kendine ekmek veren adam düştüğü zaman,  düşeni yerden kaldırıp ekmek vermez. Borçlu olanlar bir tekmede onlar atar ki, size karşı olan ezikliklerini içlerinden atabilsinler. Bir zamanlar iyilik yaptıklarınızın size tekme atmasını istemiyorsanız, ya iyilik yapmayın, ya yere düşmeyin, ya da düştüğünüz yerde iyilik yaptığınız insanlar olmasın. Filler bile öleceklerini anladıklarında kendi ayakları ile mezarlarına giderler.

*Size önemsiz ve anlamsız gelen bir ayrıntı, farkında bile olmadığınız bir davranış, belki de gelecekte sizin için örülmüş olan kaderin bir parçasıdır.

*** Bir insan kendini iyileştiremezse, kimse onu iyileştiremez.  Düşen bir insana yardım edecek tek insan vardır,  oda içinde ki diğer kendisidir. En sefih bir durumda bile insan yine kendisine  müracaat etmeli ve içinde ki kendisinden yardım almalıdır. Çünkü her zaman kurtuluş vardır ve kurtuluşun şifresi yine kendi içimizdedir. Hiç kimseye sadece hastalık verilmez, ilacı da yanındadır ve insana düşen ise ilacın ne olduğunu anlamaktır.

*Ruhsal kurtuluş için içinizde ki eski duvarı yıkmadan yeni bir duvar yapamazsınız. Eski duvarı yıkın ki, yeniden doğabilesiniz.

Babil Büyücüsü - Deniz S. Vincente


2 yorum: