Osmanlı'nın Sağlık Kuralları

Beslenme ile ilgili ciddi sıkıntısı olan bi insan olarak ilgimi çeken bi konu Osmanlı'da sağlık. Osmanlı İmparatorluğunda yapılan bilinen pek çok doğrunun zamanla unutulduğunu, unutturulduğunu düşünüyorum. Küçük bi araştırma yaptım ve temel kuralları sizinle de paylaşmak istiyorum.

* Sıvı yiyecekler tüketmenin faydalarını biliyoruz. Eskiden neredeyse her yemek azda olsa sulu yapılırmış ki bu yüzden sofralarda sadece kaşık olurmuş. Hoşafın çok tüketilmesinin iki sebebi varmış, biri meyvenin sulu tüketilmiş olması, diğeri de meyvelerin tam olgunlaştığında insana faydalı olmasıymış. Bizse hoşafı değersiz görüp asitli içeceklerle vücudumuza ne kadar eziyet ediyoruz. 

* Osmanlı Hekimlerine göre sık yemek yemek vücudu daha erken yaşlandırırmış. Bizse sık yemek yiyerek kilo vermeye çalışıyoruz, kilo vermeye çalışırken acaba sağlığımızdan ve ömrümüzden mi çalıyoruz? Günde üçte değil iki öğün yemenin sağlıklı olduğunu üstüne basa basa söyleyip herkese öğretmeye çalışmışlar. Geç kahvaltı, erken akşam yemeği olmak üzere iki öğün ve iki günde bir de üç öğün.. Ama iki öğün yiyorum zaten deyip sofradan kalkamayacak kadar yenmemeli. Doymadan kalkmak gerektiğini de özenle üstüne basa basa belirtmişler. Benimde her zaman söylediğim bişey var "Yemek için yaşamıyorum, yaşamak için yiyorum." Yani sadece yaşamsal ihtiyaçlarım için yiyorum :) Ama bu birazda yaşam şekliyle ilgili, benimki artık yerleşmiş bi durum, yemek yerken yoruluyorum resmen ve en büyük sorunum düzensiz yemem. Öğünlerimin hiç bi düzeni yok ve bu çok sağlıksız.

* Benim de müzdarip olduğum bir konuda kabızlık. Bağırsaklardaki kalıntılar vücut için son derece zararlı. Hekimler mümkün olduğunca bunun önlemini alır ona göre bir yeme düzeni saati belirler halka alışkanlık kazandırmaya çalışırlarmış. 

* Bugünde bildiğimiz, kimi zaman uygulayıp kimi zaman unuttuğumuz bi nokta da uyumadan 4 saat önce yemek yemenin bırakılması.. Maalesef sık sık buna bile uymuyorum.

* Uyuma şekli de vücut için şöyle önemliymiş. Önce sağa yatıp midede kalanların alt tarafta birikmesi sağlanacak, sonra sola yatıp karaciğerin mide üzerine gelmesi ve atıkların onun sıcaklığı ile dışarı atılması.. Sırt üstü yatılması pek tavsiye edilmiyor çünkü kan beynin arkasına doğru akıyor ama beyni çalıştıran ön taraf. Eğer unutkanlık başladıysa yüzüstü yatın deniyor. 

* Hekimler insan vücudunu olduğu kadar insanın yaşadığı fiziksel ortamı da incelerlermiş. Atandıkları bölgede yaptıkları ilk iş dağı, taşı, suyu, rüzgarı vb. incelemek olurmuş. Buna göre önlemler alınırmış ki hastalıklar ortaya çıkmadan yokedilsin. Bu sebeple ki hekime başvuran sayısı azmış. Deniz kenarında yaşamanın insan tabiatına çokta uygun olmadığını, en sağlıklı insanın dağlık yerde yaşadığını söylüyorlarmış. Sıcak ve nemin insan vücudunu kokuşturacağını ama dağın rüzgarının vücuttaki toksinleri alacağını söylemişler.

* Şerbet ilaç niyetine tüketilen bi içecekmiş. Kitaplardan filmlerden biliriz zaten gül şerbeti hele ne kadar bahsedilir. Ama ben gül şerbeti hiç içmedim mesela, nasıl yapılacağını da bilmiyorum hiç. Şimdi marketlerde görmeye başladım yeni yeni şerbetler çıkmaya başladı. Bi ara bi yazı yazmıştım saray mutfağının çiçek bahçelerini özellikle de ne kadar büyük gül bahçelerinin olduğunu ve bunların tamamının şerbet ve reçel yapında kullanıldığını ama sanırım eski blogumda kaldı o yazım. 

* Ayrıca bir çoğumuz kahveye bayılıyor biliyorum. Ben de öyleyim ve şekerli kahveden hiç hazetmem, mümkün olduğunca sert içerim. Türk kahvesinin yanında su içmeyi de sevmem, kahvenin tadını alıyo diye. Ama Türk kahvesinin yanındaki su olayı şöyleymiş. Kahve vücuttaki suyu atarmış yani vücudu kurutuyormuş. Türk kahvesinin yanında su ikram edilmesinin sebebi buymuş. Aynı şekilde lokumun sebebi de buymuş. Şeker de kahvenin bu olumsuz etkisini kıran bi besinmiş. 

* Yaz aylarında kalp sıkışması, fenalık geçirmeye karşı serinletici ve hafif kokular kullanılması önerilirmiş. Elma armut gibi meyvelerin yada gül karanfil gibi çiçeklerin kokuları örneğin..

* Benim şu sıra en büyük sorunum olan uyku ile ilgili şunları söylemişler. Uykusuzluk özellikle de gece uyuyamamak dimağın cevherini eksiltirmiş, beyni etkilermiş. Uykusuzluk çekenlere su sesi önerilirmiş. Akarsu sesi, değirmen sesi vb. düzenli sesler uyku getirir. Uyku için önerilen diğer yöntemse fiziksel yorgunluk. Biraz da ramazanın etkisiyle uyku düzeni diye bişeyden zerre yok şuan hayatımda. Önceden de yoktu ama bu ara iyice raydan çıktı.


Sonuç olarak basit bazı şeylere dikkat edersek vücudumuza daha iyi bakmış olabiliriz. Örneğin kabızlık şikayetim için doktora gittim bişeyin yok deyip gönderdi :) Kalp çarpıntısı için gittim, aynen buradaki gibi yaz aylarında bi daralma geliyo.. Bi cihaz ile 24 saat kalbim dinlendi klasik olarak. Sonuçta fiziksel bi sorun görünmediği için spor yap dedi gönderdi. Hı sporu yapsam iyi gelirmiydi, büyük ihtimalle gelirdi ama yapmadım o da ayrı olay :D Yine de diyorum ki, vücudumuza iyi bakmalıyız :) Ayrıca bunları nereden öğrendim? Bknz: İstanbul üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayten Altıntaş - Osmanlı Hekimlerinin Sağlık Kuralları

10 yorum:

  1. vay canına diye diye okudum tüm yazıyı..Babannem hep der eskilerde iş var vallahi yaa,ne deseler doğru:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten öyle, ne varsa eskilerde var :)

      Sil
  2. Adamlar zamanında çözmüş olayı ama bize unutturuluyor önemli değilmiş gibi gösteriliyor işte malesef..sağol yazı için çok faydalı oldu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle, yeni yeni bu konularda çalışmalar yapılmaya başlandı.. Beğenmene sevindim ayrıca :)

      Sil
  3. Çok ilginç bilgiler öğrendik sayende sağol bu güzel yazı için. :)

    YanıtlaSil
  4. Karatay Diyeti ni biliyorsanız, sık sık yemek yemek yok ve kilo verebilmek için yemekten sonra en az 4-5 saat geçmeli. Zaten sık sık yemek sağlıklı olsaydı oruç sağlıklı olmazdı değil mi?Aslında Karatay diyetinden bloğumda bahsedeceğim.
    Bloğunun tarzını sevdim,bu tarz yazılar hoşuma gider.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karatay diyetini hiç bilmiyordum ama dediğiniz gibi yoksa oruç sağlıklı olmazdı.

      Sil
    2. o zaman önce o yazımı tamamlayayım,okuyun.sayfanızı takibe aldım, ben de bekliyorum :)

      Sil
    3. Diyetlerle pek işim yok ama yazın siz hele bi bakarım :)

      Sil